Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Ülkemizde her yıl yüz binlerce öğrenci yeni üniversitelerine kayıt yaptırmakta ve bu sayının çoğunluğu yaşadıkları şehri terk etmektedirler. Bu yazımda ülkemizde ne yazık ki kronikleşen ''öğrenci evi işletmeciliği'' kavramından bahsedecek ve eleştireceğim.
Bildiğiniz üzere ve doğal olarak ülkemizde farklı gelir sınıflarına mensup bireyler mevcuttur. Bu farklı gelir düzeyine sahip bireylerin, öğrencilik süresince aynı standart ve seviyede yurt yahut evde kalması ütopik bir beklenti olacaktır. Başvuru üzerine ülkemizde 2016 yılı verilerine göre, KYK yurtlarına 450 000 öğrenci alınmaktadır. Bununla birlikte yine 2016 verilerince 1.3 milyon öğrenci üniversiteye yerleşmektedir. Bu kapsamda KYK yurtlarına yerleşen öğrenci sayısının, kabataslak hesaplarsak, üniversiteye yerleşen öğrenci sayısına oranı 1/3 dür. Peki KYK yurtlarına yerleşme imkanı bulamayan öğrenciler ne yapıyor? Kimisi ailesi ile yaşamaya devam etmekte, şehir dışında üniversite kazanan öğrenciler ise imkan el verdiği ölçüde başını sokacak bir ev arayışına girmektedir. Bu kimselerin bir kısmı yaşam standardı yüksek evlere yerleşmekte kimisi ise sağlıksız ortamlarda eğitim mücadelesi vermektedir. Söz konusu öğrenci evine yerleşen öğrencilerin kimisi yalnız kimisi arkadaşlarıyla evde yaşamaya başlamaktadır.
Elbette ki burada eleştirdiğim, bireylerin kendi kararları ile arkadaşları ile ayrı evlere çıkmaları değildir. Burada eleştirmek istediğim çeşitli kurum, kuruluş, firma, cemaat, dernekler tarafından tutulan dairelerin, öğrencilere tahsis edilerek, öğrencilerden belirli miktarlarda ücret alınmasıdır. Ülkemiz mevzuatında, öğrenci yurtlarının standartları belirlenmiş ve özel kurumların söz konusu yurtları açmaları bu şartların mevcudiyetine bağlanmıştır. Buna karşın bahsettiğim öğrenci evleri kapsamında bir düzenleme söz konusu değildir. Mevzuata sığmayan bu durum üstünde düşünülmesi gerekilen bir husus, bir hakikattır.
Söz konusu KYK yurtlarına yerleşme imkanı bulamamış öğrencilerin, eve çıkabilecek bireysel geliri de yoksa;
Hangi standartlarda evlerde kaldıkları?
Ne yiyip içtikleri?
Yaşam standartları?
Yaşadıkları evleri kimin hangi maksatla açtığı?
Söz konusu evlerde kalan öğrencilerin nelerden taviz vermek zorunda oldukları?
Devletin idari organlarınca araştırılması, devlet büyüklerimizce düşünülmesi gerekilen hususlardır. Yoksa devlet yurduna yerleşemeyen öğrenci devlet kütüğünden de mi düşmektedir? Yurda yerleşme imkanı bulsun bulmasın söz konusu öğrenciler bu vatanın, bu milletin evlatlarıdır.
Naçizane kanaatim, söz konusu hususta, ''öğrenci evi'' işletme - açma yetkisinin mevzuatça düzenlenmesi ve söz konusu evlerin belirli standartlara bağlanmasına istinaden denetiminin devlet tarafından yapılmasıdır
Düzen olsun isteriz, devletin sorumluluğu olsun, öğrenciler ticari rant aracı olarak görülmesin isteriz. Devlet ''sosyal devlet'' anlayışıyla, söz konusu öğrencilerin haklarını ve yaşam standartlarını güvence altına almalıdır.
Unutulmamalıdır ki, bodrum kat, nemli, sığınak bozması evlerde daha ucuz olduğu için haddinden fazla ödeyerek kalmak zorunda kalan öğrencinin ahı arş'ı titretir.
Saygılarımla...
Yazının Kaynağı: https://www.sametcanaslan.com/single-post/2017/01/31/%C3%96%C4%9Frenci-Evi-Olgusu
Diğer Yazılarım İçin: https://www.sametcanaslan.com
Tarih: 2017-01-30 23:23:26 Kategori: Hukuk
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Öğrenci Evi İşletmeciliği Nedir
Bildiğiniz üzere ve doğal olarak ülkemizde farklı gelir sınıflarına mensup bireyler mevcuttur. Bu farklı gelir düzeyine sahip bireylerin, öğrencilik süresince aynı standart ve seviyede yurt yahut evde kalması ütopik bir beklenti olacaktır. Başvuru üzerine ülkemizde 2016 yılı verilerine göre, KYK yurtlarına 450 000 öğrenci alınmaktadır. Bununla birlikte yine 2016 verilerince 1.3 milyon öğrenci üniversiteye yerleşmektedir. Bu kapsamda KYK yurtlarına yerleşen öğrenci sayısının, kabataslak hesaplarsak, üniversiteye yerleşen öğrenci sayısına oranı 1/3 dür. Peki KYK yurtlarına yerleşme imkanı bulamayan öğrenciler ne yapıyor? Kimisi ailesi ile yaşamaya devam etmekte, şehir dışında üniversite kazanan öğrenciler ise imkan el verdiği ölçüde başını sokacak bir ev arayışına girmektedir. Bu kimselerin bir kısmı yaşam standardı yüksek evlere yerleşmekte kimisi ise sağlıksız ortamlarda eğitim mücadelesi vermektedir. Söz konusu öğrenci evine yerleşen öğrencilerin kimisi yalnız kimisi arkadaşlarıyla evde yaşamaya başlamaktadır.
Elbette ki burada eleştirdiğim, bireylerin kendi kararları ile arkadaşları ile ayrı evlere çıkmaları değildir. Burada eleştirmek istediğim çeşitli kurum, kuruluş, firma, cemaat, dernekler tarafından tutulan dairelerin, öğrencilere tahsis edilerek, öğrencilerden belirli miktarlarda ücret alınmasıdır. Ülkemiz mevzuatında, öğrenci yurtlarının standartları belirlenmiş ve özel kurumların söz konusu yurtları açmaları bu şartların mevcudiyetine bağlanmıştır. Buna karşın bahsettiğim öğrenci evleri kapsamında bir düzenleme söz konusu değildir. Mevzuata sığmayan bu durum üstünde düşünülmesi gerekilen bir husus, bir hakikattır.
Söz konusu KYK yurtlarına yerleşme imkanı bulamamış öğrencilerin, eve çıkabilecek bireysel geliri de yoksa;
Hangi standartlarda evlerde kaldıkları?
Ne yiyip içtikleri?
Yaşam standartları?
Yaşadıkları evleri kimin hangi maksatla açtığı?
Söz konusu evlerde kalan öğrencilerin nelerden taviz vermek zorunda oldukları?
Devletin idari organlarınca araştırılması, devlet büyüklerimizce düşünülmesi gerekilen hususlardır. Yoksa devlet yurduna yerleşemeyen öğrenci devlet kütüğünden de mi düşmektedir? Yurda yerleşme imkanı bulsun bulmasın söz konusu öğrenciler bu vatanın, bu milletin evlatlarıdır.
Naçizane kanaatim, söz konusu hususta, ''öğrenci evi'' işletme - açma yetkisinin mevzuatça düzenlenmesi ve söz konusu evlerin belirli standartlara bağlanmasına istinaden denetiminin devlet tarafından yapılmasıdır
Düzen olsun isteriz, devletin sorumluluğu olsun, öğrenciler ticari rant aracı olarak görülmesin isteriz. Devlet ''sosyal devlet'' anlayışıyla, söz konusu öğrencilerin haklarını ve yaşam standartlarını güvence altına almalıdır.
Unutulmamalıdır ki, bodrum kat, nemli, sığınak bozması evlerde daha ucuz olduğu için haddinden fazla ödeyerek kalmak zorunda kalan öğrencinin ahı arş'ı titretir.
Saygılarımla...
Yazının Kaynağı: https://www.sametcanaslan.com/single-post/2017/01/31/%C3%96%C4%9Frenci-Evi-Olgusu
Diğer Yazılarım İçin: https://www.sametcanaslan.com
Tarih: 2017-01-30 23:23:26 Kategori: Hukuk
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx